Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi hakkında kliniğimizde yapılan tedaviler aşağıdadır. Tedavilerin detayı için lütfen tıklayınız.
Ağız hastalıkları genel olarak ağız ve/veya dudak çevresinde görülen lezyonlar olarak ifade edilebilir.
Bir çok Sistemik hastalığın ilk bulgularının ağız içinde görüldüğü unutulmamalıdır.
Ağız içi yaralarının ağrısız olduğunda gözden kaçabileceği akılda tutulmalı, rutin diş hekimi ziyaretleri ihmal edilmemelidir. Bununla birlikte 14 günü geçen sürede ağız içinde devam eden lezyon mutlaka bir diş hekimine gösterilmeli ve değerlendirilmelidir.
Çene eklemi rahatsızlıkları çiğneme kasları ve/veya çene eklemini oluşturan yapılardaki sorunlardan kaynaklanır.
En sık görülen klinik bulgular aşağıdaki gibidir:
Çene eklemi hastalıklarının muhtemel nedenleri, diş sıkma-gıcırdatma, fazla sayıda diş kayıpları, tek taraflı çiğneme alışkanlığı, hatalı protezler, travma, ortodonti bozukluklar olarak sayılabilir.
Tedavide amaç öncelikli olarak nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için aşağıdaki tedaviler uygulanmaktadır.
Çene eklemi rahatsızlığı olan hastaların, ihtiyaç halinde stres yönetimi ile ilgili yardımı alması, çene eklemini yoracak; sakız çiğnemek, büyük lokmalarla ve tek taraflı yemek yemekten kaçınması gerekmektedir.
Çene kistleri, diş yapıları ile ilgili olabileceği gibi, tamamen farklı bir kökende de kaynaklanabilir.
Genellikle belirti vermemekle beraber, diş ve/veya diş etinde problemler, ağız içinde akıntı, kötü koku ve tat, çene veya diş kenarında fark edilen ağrısız şişlikler sık karşılaşılan şikayetlerdir.
İleri olgularda ağız açamama, çene de his kaybı ve kemik kaybına bağlı patolojik kırıklara rastlanabilmektedir.
Çene kistlerinde ilk tanı ağız içi röntgenlerle konulmaktadır. İleri tetkiklerde kemik yıkımının boyutunu tespit edip uygun tedavinin planlanması için bilgisayarlı tomografiden faydalanılır.
Görüntüleme yöntemleri ile tanı koymakta güçlük çekildiği durumlarda biyopsi kesin tanıda altın standarttır.
Kistler cerrahi olarak tedavi edilirler.
Diş kistleri zamanında opere edilmez ise, boyutunun büyümesine bağlı olarak çevredeki anatomik yapılarak zarar verip ciddi problemlere neden olabilir.
Kök ucu rezeksiyonu, dişin kök ucunda mevcut olan patolojik oluşumu tedavi etmek ve etkeni ortadan kaldırmak amacıyla kök ucunun uygun bölgeden kısaltılması anlamına gelmektedir.
apikal (Kök ucu) rezeksiyon tercih edilebilir.
Amaç, sağlığını kaybetmiş dişin çekilmeden ağızda sağlıklı şekilde fonksiyon görmesini sağlamaktır.
Yirmi yaş dişleri günümüzde en sık sürme problemi oluşturan diş grubudur. Yirmi yaş dişleri hiç oluşmamış olabilir. Aynı zamanda tamamen ya da bir kısmı çene kemiğine gömülü veya sadece mukozaya gömülü şekilde bulunabilir.
Gömülü yirmi yaş dişleri;
neden olabilir.
Çene kemiği içindeki pozisyonu, hastanın yaşı, ilgili dişin yarattığı problemler göz önünde bulundurularak gerekli tedavi yaklaşımına karar verilir.
Çenedeki bazı yapısal bozukluklar (doğumsal ya da gelişimsel) sadece ortodonti tedaviyle çözülemeyebilir. Bu durumlarda ortodonti tedavinin akabinde bazı cerrahi girişimler gerekebilir.
Ortognatik cerrahi, ameliyatları genellikle gelişimin tamamlanmış olması nedeniyle 17-18 yaşlarından sonra uygulanır. Ancak gerekli ortodonti tedavi ile daimi dişlerin tamamen çıkarılması ile başlanabilir.
Ortognatik cerrahi uygun bir tedavi seçeneği olabilir.
Ortognatik cerrahi, multidisipliner bir yaklaşımdır. Tedavi, çürük dişlerin tedavisi, ağız hijyeninin sağlanması, varsa diş eti problemlerinin giderilmesi ile başlar. Dişlerin ideal konumuna getirilmesi için ortodonti tedavi devam eder. Tüm bu tedavilerin ardından ortognatik cerrahi uygulanır.
Süt Dişleri Niçin Önemlidir?, İlk Muayene Ne Zaman Yapılmalıdır?, Çocuklarda Diş Çürükleri,Koruyucu Diş Hekimliği, Fissür Örtücüler, Flor Uygulaması, Travma,Genel Anestezi ile Diş Tedavisi
Gülüş Tasarımı, Laminate Veneer (Yaprak Porselen), Zirkonyum Uygulamaları, Tam Seramik Kuron ve Köprüler, Kompozit Veneerler (Bonding Uygulamaları), Diş Beyazlatma (Bleaching)